Ankara Barosu yöneticileri hakkında soruşturma..

0

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara Barosu yöneticileri hakkında Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’a yönelik açıklama nedeniyle soruşturma başlattı.

Başsavcılıktan yapılan yazılı açıklamada, baronun dün “Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın İnsanlığın Bir Kesimini Nefretle Aşağılayıp Kitlelere Hedef Gösterdiği Konuşmasıyla İlgili Basın Açıklaması” başlığıyla açıklama yaptığı belirtilerek, açıklama nedeniyle baro yöneticileri hakkında Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 216/3 maddesi kapsamında, halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri aşağılama suçundan re’sen soruşturma başlatıldığı duyuruldu.

TCK’nin 216’ncı maddesinin 3’üncü fıkrasında “Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükmü bulunuyor.

İçişleri Bakanlığı ise “Sosyal medyada son 42 günde, asılsız ve provokatif koronavirüs paylaşımları yapan, 6 bin 362 sosyal medya hesabı incelendi, 855 şüpheli şahıs tespit edildi, 402 şahıs yakalandı.” bilgisini paylaştı.

Siyasilerden kınama

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ise “Ankara Barosunun ifade ettiği hususların, köklü bir hukuk kurumuna yakışmadığını düşünüyor, açıklamayı esefle kınıyorum.” dedi.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Ankara Barosunun Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş’a yönelik açıklamasına tepki gösterdi. Çağlar üstü olan insani değerler ve hakikatlere düşmanlığın karanlık tarihinin, insanlık kadar eski olduğuna işaret eden Şentop, “İnanç alanında da siyasette de hukukta da her yeni düşünce, kendisine yüzyıllar öncesinden dayanaklar bulur.” ifadesini kullandı.

Milletin değerlerine karşı düşmanlığın ve bu değerleri tahfif etme hafifliğinin yeni olmadığına dikkati çeken Şentop, “Geçen zamanı delil göstererek İslam’a saldıran provokatif zihniyet, kadim İslam düşmanlığının zavallıca bir tezahürü olduğunu fark edecek bilgi temelinden de mahrumdur.” değerlendirmesinde bulundu.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ın şahsına ve özellikle onun şahsı bahane edilerek İslam’a yapılmaya çalışılan saldırıyı şiddetle kınadığını vurgulayan Şentop, hukuk adına konuştuğunu iddia edenlerin, liyakat ve samimiyetten yoksunlukları apaçık ortadadır. Eleştiri hakkı hiç kimseye hiçbir zaman milletimizin inandığı değerleri kendi sığ zaviyesinden bile olsa tahfif ve tahkir etme hakkı vermez. Çağları aşan hakikatlere ve değerlere sahip olmakla daima iftihar ederiz.” ifadelerini kullandı.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de Twitter’dan yaptığı açıklamada, şu ifadeleri kullandı: “Ankara Barosundan kafasını uzatan faşist zihniyet, Ali Erbaş’ı en temel haktan mahrum etmeye çalışan küstahça bir saldırganlık sergilemektedir. Ali Erbaş hocamıza ‘Sesi çağlar öncesinden gelen bu şahıs’ diye hitap ederek güya değerlerin zamana bağlı olarak kıymet sahibi olacağına inanan bir kafa her şey olur ama hukukçu olmaz. Zamanın geçmesine bağlı olarak insan haklarının ve hukukun itibarsız olacağını düşünen bir kafa bu. Asıl mesele bu baronun geçmişinin ve bugünün hukukun prensipleriyle ve demokratik değerlerle ne kadar uyuştuğudur. Her türlü vesayeti, hukuku ve demokratik değerleri ayaklar altına alırcasına destekleyen bir yapıdır bu.”

AK Parti Sözcüsü Çelik, Ankara Barosu adına bu açıklamayı kaleme alanların, baro mensubu hukuk insanlarını ve hukuk değerlerini aşağıladıklarını belirtti. Bir baronun sahip olması gereken değerlerle konuşmayanların, başkalarına nasıl konuşacaklarını dayattıklarını kaydetti. Çelik, şöyle devam etti:

“Sayın Ali Erbaş’tan bahsederken, ‘Anılan şahsın içinde bulunduğu takvim yılında yaşamasına rağmen bundan sekiz-dokuz nesil önceki büyükleriyle aynı’ düşünmesi gibi eleştiri kılıfına sokulmuş terbiyesizlikler sıralamışlar. Bir baro açıklamasının bu kadar düşük bir anlayışla yapılması tarihe geçecektir. Aydınlanmadan nasibini almamış sözde bir ‘Aydınlanmış despotizm’ adına faşizmin en bilinen yargılarını sıralamış Ankara Barosu. Dini değerleri savunanları en azılı Stalinist yöntemlerle suçlayanların Türkiye’ye çektirdiği acılar biliniyor. Bundan hiç ders almayan bir hukuk kurumu olamaz. Olsa olsa aynı faşizmi savunma konusunda kararlı bir zihniyettir karşımızdaki. Türkiye’de herkesin kendi değer sistemi içinde konuşma hürriyeti esastır. Sorun İslami değerleri savunan Ali Erbaş hocamızın açıklamaları değil, demokratik değerlere göre buna saygı duyması gereken Ankara Barosunun bir kere daha militan bir baskıcılığa soyunmasıdır.”

Çelik, Ankara Barosunun açıklamasında, Ali Erbaş hakkında, “halkı ellerinde meşalelerle meydanlarda ‘cadı’ diye kadın yakmaya davet etmesi” şeklinde ahlaksız bir ifadenin de geçtiğini belirterek, şunları ifade etti:

“(Cadı avı)na çıkmış olanın Ankara Barosu olduğu açıktır. Ali Erbaş hocamız ve arkadaşları tüm insanlık ve özellikle kadınlar için hikmetli ve hukuka dayanan bir dünya dışında bir söylem üretmiyorlar. İslam’ın değerlerini savunurken nefret suçlarıyla mücadele ediyorlar. Ankara Barosunun bu açıklamasını nefret suçunun ve ülkemize acılar yaşatmış faşist zihniyetin en net örneği olarak kaydediyoruz. Şiddetle kınıyoruz. Hukukçularımızı ve tüm demokratları kimin neyi konuşacağına dair saldırgan açıklamalarda bulunan Ankara Barosunu kınamaya davet ediyoruz.

Erbaş, ramazanın ilk cuma namazını Hacı Bayram Camisi’nde kıldırırken, hutbesinde, uyuşturucu, alkol ve eş cinselliğin İslam dinince haram kabul edildiğini, bunların insan sağlığına zararlarının bulunduğunu vurgulamıştı. Bu ifadeler üzerine bazı dernek ve barolar suç duyurusunda bulunmuştu.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz