Bahreyn’in İsrail ile normalleşme anlaşmasına tepkiler..

0

Bahreyn’in, ABD’nin gözetiminde İsrail ile diplomatik ilişkiler kurulması için anlaşmaya varıldığını açıklaması tepkilere neden oldu.

Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada Bahreyn’in İsrail’le diplomatik ilişki kurma kararı almasının Arap Barış Girişimi ve İslam İşbirliği Teşkilatı çerçevesinde taahhütlerin hilafına olduğuna dikkat çekilerek, “Bahreyn’in Birleşik Arap Emirlikleri’nin peşine takılarak, Arap Barış Girişimi ve İslam İşbirliği Teşkilatı çerçevesindeki taahhütlerin hilafına İsrail’le diplomatik ilişki tesis etme kararı almasını endişeyle karşılıyor ve şiddetle kınıyoruz.” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada söz konusu adımın Filistin davasının savunulması çalışmalarına darbe vuracağı belirtilerek, “İsrail’i Filistin‘e yönelik gayri meşru uygulamalarını ve Filistin topraklarındaki işgali kalıcı hale getirmeye yönelik girişimlerini sürdürme konusunda daha da cesaretlendirecektir.” değerlendirmesi yapıldı.

Ortadoğu’da barış ve istikrarın tesis edilmesi için tek yolun Filistin meselesinin uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler kararları çerçevesinde adil ve kapsamlı çözüme kavuşturulmasından geçtiği kaydedilen açıklamada, “Bölge dışı aktörlerin baskı ve zorlamaları sonucunda; dar çıkar kaygılarıyla verilen sorumsuz tavizlerin bu gerçeği ortadan kaldırması veya ikame etmesi mümkün değildir.” ifadelerine yer verildi.

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yönetim Kurulu Üyesi Hanan Aşravi, ABD Başkanı Donald Trump’a hitaben sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Filistin halkı için gerçekten barış, onur ve ekonomik fırsatları oluşturmak istiyorsanız, acımasız İsrail işgaline ve onun topraklarımız ile kaynaklarımızı çalmasına son vermeye ne dersiniz? Normalleşme, Filistin sorununa bir çözüm sağlamaz. Çözüm, önce Filistin sorununun çözülmesini sonra normalleşmeyi içeren Arap Barış Girişimi’nin uygulanmasıyla sağlanır. Arapları İsrail ile normalleşmeye zorlamak barış ya da onur getirmeyecek.” ifadelerine yer verdi.

Filistin Ulusal Girişim Hareketi Genel Sekreteri Mustafa el-Bergusi, anlaşmanın Filistin halkını sırtından hançerlemek olduğunu söyledi. Anlaşmayı “Yüzyılın anlaşmasına dahil olmak” şeklinde nitelendiren Bergusi, “Bu bir barış anlaşması değil, İsrail’in ırkçı yöneticilerine teslim olmaktır.” dedi.

Yemen’den “Filistin’in yanındayız” mesajı

Yemen hükümeti, Bahreyn ile İsrail arasındaki normalleşme anlaşmasını reddettiğini ve Filistin halkının yanında olduğunu açıkladı. Yemen Dışişleri Bakanı Muhammed el-Hadrami sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Yemen Cumhuriyeti, başkenti Kudüs olan bağımsız devletlerinin kurulması da dahil olmak üzere devredilemez haklarını elde edene kadar Filistinli kardeşlerimizin daima yanındadır.” ifadelerini kullandı.

Hadrami, Arap Barış Girişimi’ne göre, Filistinlilerin hakları geri verilene kadar İsrail ile normalleşme olmayacağını hatırlattı. Bu arada, Husilere ait el-Mesira kanalında yer alan siyasi ofisten yapılan açıklamada, Bahreyn’in İsrail ile normalleşme anlaşmasına varması kınandı.

Açıklamada, “Normalleşme sürecinde yer alan rejimler halklarını temsil etmiyorlar ve bir gün ihanetin bedelini ağır şekilde ödeyecekler.” değerlendirmesinde bulunuldu. Mısırlı eski milli futbolcu Muhammed Ebu Trika, İsrail ile normalleşmenin ihanet olduğunu belirtti.

Trika, Bahreyn ile İsrail arasındaki normalleşme anlaşmasının ardından sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Rekabetin zirveye ulaşmak için olması normaldir, en dibe değil. İsrail ile normalleşme ihanettir. Filistin zayıfların değil cesurların davasıdır.” ifadelerini kullandı.

Sisi’den normalleşmeye övgü

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ise Twitter hesabından yaptığı açıklamada, anlaşmayı “bölgede istikrar ve barış yolunda önemli bir adım” olarak nitelendirdi.

“ABD, Bahreyn ve İsrail’in, Manama ile Tel Aviv arasında diplomatik ilişkilerin kurulması konusunda varılan üçlü açıklamayı büyük bir ilgiyle takip ettim.” diyen Sisi, şunları kaydetti: “Filistin meselesinin adil ve kalıcı bir şekilde çözüme kavuşması için Orta Doğu’da istikrar ve barış yolunda atılan bu adım değerlidir. Bu tarihi adımı atan herkese teşekkür ediyorum.” Mısır, Ürdün ve BAE’nin ardından Bahreyn, İsrail ile normalleşme anlaşmasına varan dördüncü Arap ülkesi oldu.

Bahreyn’de en büyük muhalif kanat Vifak Ulusal Derneği, ülkedeki kraliyet rejiminin İsrail ile normalleşme anlaşması yapacak bir meşruiyete sahip olmadığını açıkladı. Derneğin Twitter hesabından yapılan açıklamada, “Bahreyn rejimi siyonistlerle bir anlaşma yapma meşruiyetine malik değildir. İşgalci siyonist oluşum da gayrimeşrudur.” ifadeleri kullanıldı.

“Manama ile Tel Aviv arasındaki anlaşma İslam’a ve Araplığa ihanettir” denilen açıklamada, söz konusu anlaşmanın İslami, Arabi ve ulusal icmanın dışına çıkmak anlamına geldiği vurgulandı. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Bahreyn rejiminin normalleşme anlaşmasını yapma meşruiyeti yoktur. Siyasi, toplumsal, dini ve düşünsel olarak tüm unsurlarıyla Bahreyn halkı Filistin’e bağlılık konusunda birlik halindedir. Tümüyle siyonist varlığı reddetmektedir ve Filistin’in yanında yer almaktadır. Normalleşme Bahreyn halkının iradesine karşı açıkça zıttır. Filistin işgalini reddetmek konusundaki ilkesel inancına karşı bir darbedir ve terörist siyonizmle tam bir uyum içinde olmak demektir.”

“Bahreyn ve BAE’nin normalleşmesi yüzyılın anlaşmasının resmen kabulünün ilanıdır”

FKÖ Yürütme Konseyi Genel Sekreteri Saib Ureykat, Filistin resmi televizyonuna yaptığı konuşmada , ABD’nin Bahreyn ve İsrail arasındaki normalleşmeyi duyurmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ureykat, “Bahreyn ve BAE’nin normalleşmesi yüzyılın anlaşmasının resmen kabulünün ilanıdır” ifadelerini kullandı.

“Bu, Filistin davasına ve Filistin’in sırtına zehirli hançer saplamak anlamına gelir” diyen Ureykat, BAE’nin yapmış olduğu gibi bunu Bahreyn Krallığı’nın da yapmaya hakkı olmadığını dile getirdi. Ureykat, normalleşmenin Mescidi Aksa’nın, Kıyamet Kilisesi’nin ve Resülullah’ın miraca çıktığı Doğu Kudüs’ün İsrail’in egemenliğinde olmasını kabul etmek olduğunu olduğunu vurguladı.

Bugünün tarihi bir gün olduğuna dikkati çeken Ureykat, bazı karar alıcıların bölgede İsrail odak noktalı bir Arap güvenlik sistemi kurma imkanları düşüncesinde olduklarını söyledi. Ureykat, Kushner, Friedman ve Trump gibi aşırı siyonistlerden duyulmuş vaatler üzerine bir ittifak inşa edilmesine inanmanın acizlik ve vehim olduğunu ifade etti.

ABD Başkanı Donald Trump’ın “Araplar İsrail’den daha zayıf olmalılar” ilkesinde olduğunu aktaran Ureykat, BAE ve Bahreyn’in tüm sahip olduklarını Trump ve Netanyahu’nun seçilmesi için harcamaya karar verdiklerini belirtti. Ureykat, şunları söyledi:

“Filistin davası bölge barışının anahtarıdır. İsrail 193 ülkenin büyükelçiliğini Kudüs’e taşısa da işgal sürdüğü sürece istikrar kesinlikle gerçekleşmeyecektir. BAE’den ya da Bahreyn’den gelip Kudüs’te, Batı Şeria’da, Gazze’de savaşan askerler yok. Bizler ve evlatlarımız bu toprakların temizliğini ve mukaddesatını savunmak üzere dururuz, bu şekilde de devam edeceğiz.”

“Filistinlilere ihanet”

Fas’taki Tevhid ve Islah Hareketi Başkanı Abdurrahim Şeyhi, Bahreyn ile İsrail arasındaki normalleşme anlaşmasını “Filistinlilere ihanet” olarak nitelendirdi. Şeyhi, anlaşmanın Filistinlilere karşı ihanet, şehitleri ve esirleri sırtından vurmak olduğunu kaydetti.

Filistinlilerin yüzyılın anlaşmasına karşı direniş için birleştikleri bir zamanlamaya dikkati çeken Şeyhi, bazı devletlerin geri dönerek böyle hassas bir dönemde onlara ihanet ettiklerini belirtti. Şeyhi, Bahreyn ve daha önceden de Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ABD Başkanı Donald Trump’a ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya önlerindeki zorlu seçim dönemlerinde bedelsiz hizmet ettiklerini vurguladı.

Normalleşme anlaşmalarının rejimlerin anlaşması olarak kalacağını belirten Şeyhi, Bahreyn ve BAE halklarının bu adımı kesinlikle reddetmeye devam edeceklerini dile getirdi.

Ürdün, İsrail ile tüm barış anlaşmaları ve Bahreyn ilişkilerindeki normalleşmenin etkisinin Tel Aviv’in yapacaklarına bağlı olduğunu açıkladı. Son normalleşme anlaşmasına ilişkin Ürdün’ün yaptığı ilk yorum Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi’den geldi.

Safadi, “İşgal olduğu gibi kalır, İsrail barış sürecinin dayandığı temelleri yıkıp toprakları ilhaka, yerleşimlerin inşa ve genişletilmesine ve Mescid-i Aksa’ya karşı ihlallere devam ederse çatışma tırmanacak ve derinleşecektir. Bölge halklarının kabul ettiği, bölgesel ve uluslararası zorunluluk olan adil bir barışı bölge kesinlikle göremeyecektir.” ifadelerini kullandı.

Filistin yönetiminden yapılan yazılı açıklamada, “ABD-Bahreyn-İsrail arasında normalleşmeye varılmasını kınıyor ve şiddetle reddettiğimizi açıklıyoruz.” ifadeleri kullanıldı. Anlaşmanın “Kudüs’e, Mescid-i Aksa’ya ve Filistin davasına ihanet” olduğu vurgulanan açıklamada, Bahreyn’den Filistin halkına ve davasına zarar veren anlaşmadan çekilmesi istendi. Açıklamada, Bahreyn’in İsrail ile ilişkileri normalleştirmesinin “Arap Barış Girişimine ve uluslararası kararlara zarar verecek tehlikeli sonuçlar doğurduğu” uyarısı yapıldı.

Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) de Bahreyn’in İsrail ile normalleşme anlaşmasına tepki gösterdi. FHKC’den yapılan yazılı açıklamada, “Arap halklarını ve Filistin davasını hiçe sayarak ABD’nin yolundan giden ve kölesi olan Arap liderler, diz çökerek koltuklarını sağlama alamadı.” ifadeleri kullanıldı. Açıklamada, “Arap yöneticilerin ihanetinin son örneğinin Bahreyn olduğu” vurgulanırken, Arap milletinin ana meselesi olan Filistin davasının pazarlık konusu edildiğine dikkat çekildi.

Amerikan basını İsrail-Bahreyn anlaşmasının arka planını yazdı

ABD merkezli yayın kuruluşu Axios’ta Barak Ravid imzasıyla yayımlanan bir haberde, İsrail ve Bahreyn arasında varılan anlaşmanın arka planı anlatıldı.

Haberde, 13 Ağustos’ta İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında bir anlaşmaya varıldığının duyurulmasından saatler sonra üst düzey Bahreynli yetkililerin, ABD Başkanı Donald Trump’ın başdanışmanı Jared Kushner ve Beyaz Saray Uluslararası Müzakereler Özel Temsilcisi Avi Berkowitz’e ulaşarak “İsrail ile barış anlaşması yapan bir sonraki ülke biz olmak istiyoruz.” dedikleri anlatıldı.

İsrail ve Bahreyn arasında uzun süredir kapalı kapılar ardında yürüyen “gizli bir ilişki” olduğuna işaret edilen haberde, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin tamamen kurulması anlaşmasının sadece 29 gün aldığına dikkati çekildi.

Haberde, Kushner ve Berkowitz’in yanı sıra ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O’Brien, ABD’nin İran Özel Temsilcisi Brian Hook, Ulusal Güvenlik Konseyi Orta Doğu Genel Müdürü Miguel Correa, ABD’nin İsrail Büyükelçisi David Friedman gibi isimlerin, Bahreyn Veliaht Prensi Selman bin Hamad Al Halife, veliaht prensin bazı üst düzey danışmanları ve Bahreyn’in Washington büyükelçisi gibi isimlerle görüşmeler yürüttükleri belirtildi.

İsrail kanadında da İsrail’in Washington Büyükelçisi Ron Dermer ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun görüşmelerde aktif yer aldığının belirtildiği haberde, BAE-İsrail anlaşmasının aksine, Bahreyn-İsrail anlaşmasının, Netanyahu’nun koalisyon ortaklarından bile saklandığı aktarıldı.

Kushner’in geçen haftaki BAE ve İsrail ziyaretinin ardından, Bahreyn’e gittiğinin anımsatıldığı haberde, bu seyahatte Kushner’in Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Al Halife için kendi parasıyla bir Tevrat satın aldığı ve bunu Kral Bin İsa’ya hediye ettiği belirtildi.

Beyaz Saray’ın BAE-İsrail anlaşmasının 15 Eylül’deki imza töreninden önce Bahreyn ve İsrail arasındaki anlaşmayı da sağlamak istediğine işaret edilen haberde, böylece iki Arap ülkesinin aynı gün İsrail ile normalleşme anlaşması imzalamasının dünyaya daha güçlü bir mesaj göndereceği vurgulandı.

Trump, 13 Ağustos’ta İsrail ile BAE’nin “ilişkilerini tamamen normalleştirmek” için anlaşmaya vardıklarını duyurmuştu. BAE, 1979’da Mısır’ın, 1994’te de Ürdün’ün ardından İsrail ile normalleşme anlaşmasına varan üçüncü Arap ülkesi oldu. İsrail ile BAE arasındaki anlaşmanın imza töreni, 15 Eylül’de Beyaz Saray’da yapılacak.

Öte yandan Trump, bugün BAE’nin ardından bir diğer Körfez ülkesi Bahreyn’in de İsrail ile ilişkileri normalleştirme konusunda anlaşmaya vardığını açıklamıştı. Bahreyn, Mısır’ın, Ürdün’ün ve BAE’nin ardından İsrail ile normalleşme anlaşmasına varan dördüncü Arap ülkesi oldu.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz