Boğuluyoruz ama yüzdüğümüzü sanıyoruz

0
Latest posts by Emrullah Bayrak (see all)

Türkiye, Karadeniz’de 320 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfetmişti.

Bu müjdeli haber için “Sevinmeli miyiz yoksa sevinmemeli miyiz?”, “Doğru mu ya da yanlış mı?”, “Bu kaçıncı doğal gaz keşfi?” tartışmalarını ‘özgür basın’ üzerinden yürütürken felaket haberleri birbirini izledi.

Giresun’daki selde 7 kişi hayatını kaybetti, kayıp 9 kişiyi arama çalışmaları ise devam ediyor.

Adana’nın Kozan ilçesinde devam eden orman yangınında 60 ev tahliye edildi, 6 köy boşaltıldı.

İzmir’in Seferihisar ilçesinde otluk alanda çıkan yangında 50 araç yanarak kullanılamaz hale geldi.

Evet, bunların hepsini bir günde yaşadık.

Yöneticilerimiz her zamanki gibi yine sorumluluk kabul etmedi.

Suçlu vatandaş.

Kepçenin üzerine binip olay yeri incelemesi yapanların akıllarına hiç istifa etmek gelmedi.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Elbette ki devlet vatandaşını koruyacak ama vatandaşın birincil sorumluluğu kendine mukayyet olmak.” dedi.

Allah’ım sen bizim aklımıza mukayyet ol!..

AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki ise “Karadeniz tarafında o kadar çok derelerin içerisine, bina yapılmaması gereken yerlere on yıllardır yapılan binalar var. İşte onları siz göz ardı ederseniz yarın bir gün de ağlamakla karşı karşıya gelirsiniz.” değerlendirmesini yaptı.

Oysa devletimiz kaç zamandır dere yatağına ‘ev yapmayın’ diyor.

Bu sebeple şimdiye kadar hiç imar affı da çıkarmadı, iskanlar vermedi.

Ama vatandaş söz dinlemedi, binaları dere yataklarına dikti. Dikerken de kimselere görünmeden yıllarca hayalet evler yaptı.

Ruhsatı, imar iznini de belediyelerden değil başka ülkelerden aldı.

Yetmedi, elektriği, suyu da dış ülkelerden ithal etti.

Selle birlikte dere yataklarındaki binalar birden görünür oldu.

Şimdi bu duruma iktidar ne yapsın?

Özhaseki’nin dediği gibi “İşte onları siz göz ardı ederseniz yarın bir gün de ağlamakla karşı karşıya gelirsiniz.”

Önce izin veriyorlar sonra ‘niçin öldünüz’ diye hesap soruyorlar.

Ne güzel bir yönetim.

Yemede yanında yat.

Neşet Ertaş, “Kendim ettim kendim buldum” isimli parçada ne diyordu:

Karadır şu bahtım kara

Sözüm kar etmiyor yâre

Yüreğimi yaktı nara eyvah eyvah

Kendim ettim, kendim buldum

Gül gibi sararıp soldum

Yönetim olarak toplum olarak boğuluyoruz ama yüzdüğümüzü sanıyoruz.

Olduğumuz yerde sayıyoruz fakat uçtuğumuzu sanıyoruz.

Denizleri, deryaları geçiyoruz; kıtalara kök söktürüyoruz, gelin görün ki derelerde can veriyoruz.

İlaç tedavisi için önce hasta olduğumuzu kabul etmeliyiz. Bizim en büyük sorunumuz yanlış yolda ilerlediğimizi kabul etmemek ve uyarılara kulak asmamak, bildiğimizi okumak.

Bu altyapı sorunu, yerleşim meselesi sadece Karadeniz’e has bir durum değil. 81 ilin hangisine giderseniz gidin problem aynı.

İstanbul’a da yağsa İzmir’e de yağsa Ankara’ya da yağsa Doğu’ya da Batı’ya da yağsa netice değişmiyor. Şehirlerimiz birden denizle bütünleşiveriyor.

Çünkü seçimle göreve gelen belediye başkanlarımız, hizmeti yerin altına değil yerin üstüne yapıyor.

Ne de olsa yerin altı görünmüyor.

Şehirlerimizin neredeyse hepsinde her yıl yollara asfalt dökülür, kaldırım taşları yenilenir. Ancak kimse altyapıya el atıp kanalizasyon sorununu çözmez. Az fazla yağan bir yağmurda da selle mücadele başlar.

Mazeret yine hazırdır: Ağustos ayı ortalamasının 1,5 misli fazla yağmıştır.

Ne de olsa hesap soran da hesap veren de yoktur.

Konuşa konuşa unutan bir toplum olduk.

Hem zamanın birinde Meclis eski Başkanı Bülent Arınç, “‘Aman laf olur.’ Ne lafı olacak; üç gün konuşurlar dördüncü gün biter kardeşim.” dememiş miydi?

Doğru diyor çünkü Karadeniz veya ülkemiz buna benzer felaketleri ilk yaşamıyor ve sonda olmayacak.

Tedbiri almadan takdiri Allah’a bırakmak ne İslami ne ahlaki ne de insanidir.

‘Karadeniz zorlu bir coğrafya’ diyerek sorunu üzerimizden atamayız. Meselelere ciddiyetle yaklaşmamız gerekiyor.

Fakat üzülerek belirtmeliyim ki bugün konuşur yarın yine unuturuz.

Acılar ise düştüğü yürekleri yakar geçer.

Giresun başta olmak üzere geçmişten günümüze kadar felaketlerde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyorum.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz