Cami, hayatın bütün alanlarına yönelik değerlerin ruh köklerinin birleştiği mekandır..

0

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Mersin’de din görevlileriyle Yenişehir Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen programa katıldı. Caminin Müslümanların hayatındaki önemine değinen Erbaş, büyük bir inancın, medeniyetin mensupları olarak milletin dini hayatına ve insanlığın geleceğine hizmet ettiklerini söyledi.

“İslam’da hayatın, şehrin ve medeniyetin merkezinde cami vardır.” diyen Erbaş, “Bu toplumun en güçlü ve ortak zemini olan camilerde, Peygamberimizin emaneti olan bir vazife yapıyoruz. Mescid-i Nebi’de Efendimizin başlattığı tebliğ ve hizmet yolunu takip ediyoruz.” değerlendirmesinde bulundu. Camilerin Müslümanlar ve bütün insanlık için önemini görmek için Mescid-i Nebi’ye bakmak gerektiğini vurgulayan Erbaş, bu yıl Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nda bu konuya dikkati çekmek için “Cami ve Hayat” konusunu merkeze aldıklarını ifade etti.

Erbaş, camilerin nasıl hayatın merkezinde olduğunu, millete yön verme, milletin din eğitimine katkı sağlamada, din hizmetinde ne büyük bir fonksiyon icra ettiğini anlatmaya çalışacaklarını aktardı. Kur’an-ı Kerim’de yeryüzünde inşa edilen ilk mabedin Kâbe olduğunun bildirildiğini hatırlatan Erbaş, şöyle devam etti:

“Bu ayet-i kerimeden anlıyoruz ki insanın tarihi ile caminin tarihi iç içedir. Kabe’nin inşası ne içindir, insana insanlığını, kulluğunu hatırlatmaktır. Onun şubeleri olarak yeryüzüne yayılan tüm camileri de bu hayatın merkezine koymak, bizim en önemli görevlerimizden birisidir. Çünkü cami ve mescitler, İslam toplumlarının kimliği haline gelmiş, düşüncenin, hayatın ve medeniyetin merkezi olmuştur. Hayat ve ahlak, caminin değerleriyle kurulmuş, şehirler cami merkezli planlanmıştır. Cami bireyin inanç dünyasından toplumsal ilişkilere, kulluk ve sorumluluk bilincinin oluşmasından hukukun inşasına, eğitimden sanata, aileden çevreyle ilişkilere, hayatın bütün alanlarına yönelik değerlerin ruh köklerinin birleştiği mekandır. Sadece ibadetlerimiz değil, tarihimiz, edebiyatımız, örf ve adetlerimiz camiyle iç içedir. Merasimler, hüzünler ve ortak mücadelelerde Müslümanları bir araya getirmiştir.”

Erbaş, Hazreti Peygamberin Medine’ye hicret ettiğinde ilk olarak Mescid-i Nebi’yi imar ve mamur ettiğine işaret ederek, din görevlilerinin de Hazreti Peygamberin bir varisi olarak görev yaptıkları camileri, mescitleri mamur etmeleri gerektiğini kaydetti. Her caminin bir mektep haline getirilmesi gerektiğine dikkati çeken Erbaş, “Buna mahallenin, şehrin, ülkenin, milletin ve ümmetin ihtiyacı var. Peygamber varisi olmak, onun yolundan yürümeyi gerektirir.” ifadelerini kullandı.

Vekaletle Kurban Kesim Programıyla Türkiye’de ve dünyada milyonlarca mazluma ulaşıldığını aktaran Erbaş, şunları kaydetti: “Tüm hocalarımız sayesinde bu milletin sevgisini dünyanın 149 ülkesine kurban vesilesiyle ulaştırdınız. Allah hepinizden razı olsun. O, sadece bir parça eti bir fakirin masasına ulaştırma değil, Türkiye sevgisini ulaştırmaktır. Türkiye’nin, bu milletin büyüklüğünü Uganda’ya da, Tanzanya’ya da, Balkanlara da, Orta Asya’ya da, Güney Amerika’ya da, dünyanın neresinde fakir fukara insan varsa oralara da ulaştırma anlamına geliyor.”

İnsanların karakterinin büyük ölçüde 7 yaşından önce oluştuğunu vurgulayan Erbaş, “Onun için bu karakter oluşumunda bizim payımızın olması lazım. Sevgi, saygı, sadakat, dürüstlük bütün bu evrensel değerleri çocuklarımıza öğretelim. Onların zihinlerine, kalplerine Allah, Peygamber sevgisini yerleştirelim.” dedi.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz