CHP Sözcüsü Öztrak: Ellerini tutan yok, Ayasofya’yı bir kararname ile açarlar

0

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının insanların canını ve cüzdanını tehdit etmeye devam ettiğini söyledi. 

Dünyadaki pek çok hükümetin hem salgınla mücadele hem de vatandaşlarının maddi kayıplarını telafi etmeye çalıştığını dile getiren Öztrak, Almanya’nın bu ülkelerin başında geldiğine işaret ederek, ülkede yapılar düzenlemeleri anlattı.

Hükümetin salgında yaptıklarına ilişkin eleştirilerini aktaran Öztrak, maskelerin ücretsiz dağıtalamadığını, esnafın, çiftçinin, işçinin, sanayicinin kayıplarının hibe verilerek telafi edilemediğini, vergisini veren, askerliğini yapan, kanunlara uyan vatandaşların salgın döneminde yanında durulamadığını savundu.

Öztrak, hükümetin evlere kapanılan 3 ay boyunca, 5,5 milyon yurttaşa 1000’er lira para verilebildiğini söyleyerek, “O da yılda bir defaya mahsus. Ama bununla övünmeyi de ihmal etmedi. Bu para günde, 10 lira 90 kuruş yapar. Harca harca bitmez. Dört kişilik bir aile, birer simit yese günde 7 lira yapar. Bu aile üç öğün sadece simit yese, günlük 21 lira eder. 10 lira 90 kuruş nerede, 21 lira nerede. Çay simit hesabı yaparak iktidara gelenler, salgın döneminde canıyla boğuşan aziz milletimize, 3 öğün simit, yanına da bir bardak çay veremedi.” ifadelerini kullandı.

Bu dönemde yapılan desteklerin, “faizle borç vermek” olduğunu öne süren Öztrak, “Hep taşıma suyla değirmen döndürmek. Başka ülkelerin hükümetleri vatandaşlarına çek yazıp gönderirken, şu zor gününde bunlar milletimize IBAN numarası gönderip para istediler. Bunların milletle dayanışmaktan anladığı bu. Millet bu yapılanları unutacak mı? Zannetmiyorum, günü, vakti, saati geldiğinde sandıkta bunların hesabını soracak.” diye konuştu.

“Son bir yılda, 1 milyon 662 bin yurttaşımız işini kaybetmiş”

Öztrak, mart ayını kapsayan iş gücü ve istihdam verilerinin açıklandığını anımsatarak, şöyle devam etti:

“Son bir yılda, 1 milyon 662 bin yurttaşımız işini kaybetmiş. Bu bir rekor. Kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin uygulamasıyla işinin başında olmayan ama çalışıyor gözüken yurttaşlarımızı dikkate alan ‘fiilen iş başında olanlar’, yani gerçekten çalışanların sayısı ise 1 yılda 4,5 milyon kişi, tek bir ayda ise 2,5 milyon kişi azalmış. Bu tabii korkunç bir rekor. Bu kadar insan işini kaybediyor ama TÜİK, ‘son bir yılda işsiz sayımız 573 bin kişi azaldı’ diyor. Nasıl oluyor? Nasıl işsizlik düşüyor? Cevap son derece basit, insanlarımız salgın nedeniyle, evinden çıkamıyor, iş arayamıyorlar, bir de umutlarını kesmişler. TÜİK de iş aramayanı işsizden saymıyor. İş aramayanlar arttıkça, ülkenin en önemli stratejik üstünlüğü olan iş gücü de düşüyor. Son 1 yılda 2 milyon 235 bin kişi iş gücünden çıkmış, bu da başka bir sevimsiz rekor.”

Öztrak, bu dönemde rakamları çok dikkatli yorumlamaya ve alternatif tanımları izlemeye ihtiyaç olduğuna işaret ederek, “Salgın döneminde asıl kaygı duymamız gereken, insanlarımızın iş gücü piyasasından hızla uzaklaşmasıdır.” değerlendirmesini yaptı.

Bu konuda “istihdam kalkanı” açıklanacağına dair ifadeleri de eleştiren Öztrak, “İstihdamı ayağa kaldıracağız diyorsunuz o arada işçinin kıdem tazminatını kaldırmaya yelteniyorsunuz. İşçinin alın terini hiç etmenin adı ne zamandan beri ‘istihdam kalkanı’ veya ‘tamamlayıcı emeklilik’ oldu? ‘İşçinin birikmiş kıdem tazminatlarını nemalandıracağız’ diyerek hazine kağıtlarına yatıracaksınız. Emekçinin alın teriyle yandaş müteahhitlerinizi biraz daha semirteceksiniz. Hiç mi Allah korkunuz yok? Hiç mi yüreğinizde vicdan kırıntısı kalmadı? O kıdem tazminatlarında emekçilerimizin çocuklarının, torunlarının hakkı var.” dedi.

Öztrak, adaletli bir gelir dağılımının, güçlü bir orta direğin olmadığı bir ekonomide büyümenin sürdürülebilir olmadığını, insani gelişmenin sağlanamayacağını dünyanın kabul ettiğini dile getirerek, “Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, sendikaların kıdem tazminatı konusunda vereceği ortak kararın sonuna kadar arkasında ve destekçisi olacağız.” ifadelerini kullandı.

Gıda fiyatlarındaki artışı eleştiren Öztrak, “TÜİK’in makyajlı gıda fiyatları ile haldeki, pazardaki fiyatlar arasında uçurum her geçen gün biraz daha artıyor. TÜİK, bir zahmet bağlı olduğu bakan yardımcılarıyla ‘etkili diyalog içinde olan’ marketleri bir açıklayıversin, milletin de boğazından ucuz gıda geçiversin.” dedi.

“Hijyene uymak, sosyal mesafeyi korumak durumundayız”

OECD’nin Türkiye’nin salgında tek dalga yaşaması halinde yüzde 4,8, ikinci bir dalga yaşaması halinde ise yüzde 8,1 daralacağını açıkladığına işaret eden Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Son 4 gündür yeni vaka sayısı 1000 civarında geziniyor. Dikkat edilmezse ikinci dalga tehdidi sürüyor. Sadece canımız değil, cüzdanlarımız da tehdit altında. Eğer OECD’nin tahminlerini dikkate alırsak, salgını tek dalgayla atlatmamız halinde, milli gelirimiz Orta Vadeli Programdaki hedefe göre 122 milyar dolar daha düşük olacak ama ikinci bir dalga gelirse bu defa cebimizden gidecek para 146 milyar dolara çıkacak, milli gelirimiz de 600 milyarlara düşecek. Ama saray hükümeti, normalleşme sürecinde, Bilim Kurulunu bıraktı gönül kurulunu dinliyor. Sorumluluğu tamamen yurttaşlarımıza yıktı. Bu nedenle, çok dikkatli olmak zorundayız. Hijyene uymak, sosyal mesafeyi korumak durumundayız.”

Nisan ayı sanayi üretim verileri ile nisan ayı ödemeler dengesi verilerine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Öztrak, “İmalat sanayinin 25 alt sektörünün 25’inde üretim çakılmış. En sert düşüşler ise yüzde 76,3 ile motorlu kara taşıtları, yüzde 60 ile deri imalatı ve giyim sanayinde gözüküyor. Hatırlayın, bu sektörler ülkemizin en fazla ihracat yapan sektörleri.” dedi.

“AK Parti yöneticisini ne zaman ifade vermeye çağıracaklar? Bekliyoruz”

Öztrak, AK Parti Genel Merkez Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcısı Emre Cemil Ayvalı’nın “Geçmişte FETÖ ile AK Parti’nin bürokraside kol kola girdiği”ne ilişkin sözlerini hatırlatarak, “FETÖ’nün siyasi ayağının nerede aranması gerektiğini söyleyen eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’u sarayın talimatıyla ifade vermeye çağıran savcılar, FETÖ’nün siyasi ayağını itiraf eden AK Parti yöneticisini ne zaman ifade vermeye çağıracaklar? Bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Gazetecilerin soruların da yanıtlayan Öztrak, Türkiye’de Twiter’da 7 bine yakın sahte hesap olduğuna ilişkin bir soruya, “Bu hesapların çok büyük bir kısmının AK Parti’ye yakın troller tarafından kullanıldığı ortaya çıkmış. Bu mafyatik trol aklıyla memleketi yönetme siyaseti, bizi gerçekten çok sıkıntılı durumlara doğru götürüyor, dünyaya da rezil oluyoruz. Onun için buradan söyleyeceğim şu, mafyatik trol aklını kullanarak memleket yönetmeyi bıraksınlar bir de devlet aklını kullanarak bu ülkeyi yönetmeyi denesinler bakalım.” yanıtını verdi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Yunanistan’da bir foruma katılarak Ayasofya ile ilgili yaptığı açıklamalarına ilişkin görüşleri de sorulan Öztrak, şunları kaydetti:

“Yetkili kurullarımızda bu konuyla ilgili belirlediğimiz görüşümüzü önceki basın toplantılarımızda da dile getirdim. Dedim ki, tek adam parti devleti rejimine geçtiniz, Ayasofya kararname ile müze haline getirilmiştir. Dolayısıyla bu durum bir kararname ile değiştirebilir ve bunun için de artık öyle eskisi gibi bakanları falan dolaşmasına gerek yok. Sarayın başındaki AK Parti Genel Başkanının çıkaracağı bir kararname bu iş için yeterlidir. 17 yıldır ‘vesayet’ dediler, şunu dediler, bunu dediler şimdi ellerini tutan yok. Açmak mı istiyorlar Ayasofya’yı, bir kararname çıkarırlar açarlar ama onlar ne yapıyor? ‘Danıştay kararını bekleyeceğiz, Meclisin burada bir görüşü olur mu onu bekleyeceğiz’. Bunların hiçbirine gerek yok. Sayın Erdoğan yetki sizde, açacaksanız açın. Bizim yani diğer arkadaşlarımızın söyledikleri, bakıyorum hep böyle bir yerlerden bir şeyler cımbızlanıyor, çıkarılıyor. Bizim görüşümüz açıktır; bir kere daha tekrarlıyorum, açacaksanız açın elinizi tutan yok, bir kararnameye bakar. Bunu suistimal etmeyin, ülkenin her sıkıntıya girdiği dönemde bunları ortaya çıkarmayın.”

“Yönetimde istişarenin hakim olması gerekir”

CHP’nin siyasi partiler yasası ile ilgili çalışması ve “milletvekili adayını millet belirlesin” formülüne ilişkin detayların sorulması üzerine Öztrak, şöyle konuştu: “Milletvekillerinin, parlamentonun, siyasetin lider vesayetinden kurtulması, yönetimde istişarenin hakim olması gerekir. Bu çerçevede Siyasi Partiler Kanunu’nun da gelişmiş ileri demokrasilerdekine benzer bir biçimde yeniden gözden geçirilmesi gerekir. ‘Milletvekili adayını millet belirlesin’ formülünü gerçekleştirecek çeşitli yöntemler vardır. Önseçimden başlayıp, aynı yer için 2 milletvekilliği varsa bir bölgede 4 tane milletvekili adayı belirlemek bu suretle milletin onların arasından seçmesini sağlamak gibi çeşitli yöntemler vardır. Bu yöntemler üzerinde partimizin yetkili hukukçuları çalışırlar, bu önerileri partimizin yetkili organlarına getirirler, biz de orada en doğru bulduğumuzu milletimize de sorarak danışarak öneririz.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz