Kürt sorunun çözümü için muhalefet partileriyle ortak bir komisyon kurabiliriz..

0

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Manisa’daki halk buluşmasında konuştu. “Bu toprak kana doydu kana.” diyen Sancar, şunları söyledi:

“Asıl yapmamız gereken kanı durdurmaktır. Bu toprağa bu kadar kanı akıtan bu iktidardaki zihniyettir. Hep birlikte yapmamız gereken şey bu kanı durdurmaktır. Onun için yollardayız, Turgutlu’dayız. Bu kanı durdurmak için, bu kanı durduracak mücadeleyi büyütmek için, hep birlikte barış için buradayız.

Kürt sorununun tarihi 100 yıla uzanıyor ve 40 yıla yaklaşan bir savaş var. 40 yılı bulmak üzere olan bir çatışma var. Herkese özellikle siyasi aktörlere soruyoruz, bu savaşı ve çatışmayı nasıl bitirmeyi düşünüyorsunuz? Çatışma ortamına nasıl son verecekseniz? İkincisi Kürt sorununu hangi yöntemle çözeceksiniz? İktidarın bu soruya verdiği cevap ortadadır. Geçmiş yıllarda başka yöntemler denendi ama son 5 yıldır iktidarın bu sorulara cevabı tek yönlüdür, o da güvenlik politikası ve savaş uygulamasıdır.

İktidar barış diye bir şey düşünmüyor. Savaşı derinleştirmeyi düşünüyor, bu yönde ilerliyor. Kürt sorununun çözümü için de baskıdan zulümden başka bir yol izlemeyeceğini ortaya koyuyor. O zaman sorumuz muhalefetedir, bütün muhalefet partilerinedir. Sizin bu sorulara cevabınız nedir? Kürt sorunun çözümü için hangi yöntemleri öneriyorsunuz? Savaşı ve çatışmayı bitirmenin yolunu nasıl tarif ediyorsunuz? Barış planınız nedir? Çözüm yöntemi konusundaki öneriniz nedir? O nedenle herkesin ve bütün muhalefetin iyice düşünerek politika üretmesi lazım. Bugün muhalefet, bu iktidarın ülkeyi felakete götürdüğü konusunda bir görüş birliği içindeymiş gibi görünüyor. Eğer öyleyse iktidarı ayakta tutan temel politikaya da açık tavır almak zorundadır.

Nedir bu politika? Savaş politikasıdır. Kürt sorununda güvenlikçi yöntemdir, şiddet yöntemidir. Hem ülkede hem de bölgede savaş politikalarıdır. Bugün bu iktidar bunlardan beslenmektedir. Bu politikaları derinleştirerek varlığını devam ettirmeyi düşünmektedir. Kim bu iktidarı istemiyorsa iktidarla arasındaki farkı açıkça ortaya koymak zorundadır. Bizim bu ülkede bu ceberut yönetimden, bu savaş aygıtı iktidarından kurtulmamız için ortak cevap aramamız gereken soru budur. Bütün demokrasi güçlerinin ve muhalefetin, iktidarı seçimde değiştirmek isteyen tüm güçlerin bu iktidardan başta Kürt sorunu konusunda olmak üzere nasıl farklılaştıklarını ortaya koymaları gerekiyor.

Artık sözü döndürüp dolaştırmaya fazla tahammülü kalmamıştır bu toplumun. Bu toprakların sözü dolaştırmaya tahammülü kalmamıştır. Bu topraklar kana doymuştur. Bu kanı durduracak yöntemi hep birlikte bulmalıyız. Biz HDP olarak önerimizi açık söylüyoruz. Demokratik siyaset güçlendirilmeli, diyalog ve müzakere yöntemi tercih edilmelidir. Eğer gerçekten bu iktidarı değiştirmek istiyorsak o zaman bu noktalarda muhalefetin tamamını görüş birliğinde görmek isteriz. Bütün demokrasi güçlerinin de aynı fikirde buluşmasını bekleriz

Eğer Kürt sorununu demokratik siyasetle, müzakere ve diyalogla çözmeyi kabul ediyorsak muhalefet partileri olarak aramızda mekanizmalar oluşturabilir, hatta muhalefet partilerinden oluşan komisyonlar kurabiliriz. Bunları Meclis’te de yapabiliriz, biz hazırız. Muhalefet partileri anlaşırsa Kürt sorununda barış ve demokratik çözüm konusunda çalışma yapacak ortak bir komisyon kurabiliriz. Bu komisyon iktidar ortaklarına kapalı olmaz. İstiyorlarsa muhalefetin Meclis’te kuracağı bu komisyona katılabilirler. Katılmak isterlerse, tartışmalara iştirak etmek isterlerse biz HDP olarak buna da karşı çıkmayız.

Bu iktidarın bu ülkeye reva gördüğü en önemli anlayış düşmanlık politikasıdır. Düşmanlığı yaygınlaştırırsanız ileride siz de bu düşmanlık anlayışı ile yüz yüze kalmak zorunda kalırsınız. Biz bu ülkede intikamcı düşman zihniyetinin uygulanmasını istemiyoruz. Biz bu ülkede birlikte barış içinde yaşamayı, hep birlikte demokrasiyi kurmayı istiyoruz. Haklarda ve özgürlüklerde eşit yurttaşlık istiyoruz. Bu konuda herkese çağrı yapıyoruz, herkesle işbirliği yapmaya hazır olduğumuzu söylüyoruz. Yeter ki bu konuda anlayış birliği sağlayalım.

Biz düşman hukuku değil barış hukukunu savunuyoruz. Kamu kaynaklarının talanını değil kamunun, toplumun yararını düşünüyoruz. Haksızlıklara karşı toplumsal adaletin, özgürlük ve eşitlik için halkların hukukunun yerleşmesini istiyoruz. O nedenle siyaseti birbirini yok etmenin aracı değil, birlikte barış içinde yaşamanın yollarını yaratma imkanı olarak görüyoruz.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz