- Kamuoyuna Duyuru…! - 30 Nisan 2023
- 1915 Olayları ve Konuşulmayanlar - 25 Nisan 2023
- Neden Ak Partiliyim? - 24 Nisan 2023
Türkiye yeni bir döneme girmişti.
Berat Albayrak’ın istifası ile yenilikler ardı ardına geldi. Sanki sihirli bir değnek değmiş gibi döviz birden hız kesti.
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül açıklamasında ilginç şeyler söylüyordu: ‘Aslolan tutuksuz yargılamadır. Tutukluluk istisnadır. Deliller toplanmış, kaçma şüphesi yok, yeri yurdu belli, seneler geçmiş, ‘Hadi tutuklayalım’ olmaz…’
Çok ilginç gelişmelerdi.
Hepimiz şaşırdık.
Sanki yönetime yeni bir parti gelmiş gibiydi öyle değil mi?
Tek fark, şu bildik cümleyi duymadık: ‘Enkaz devraldık…’
Diğer bütün demeçler ve yaklaşımlar aynı. Evet, yeni bir yönetim.
Daha hazmedemeden bir gelişme oldu. Ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında soruşturma açıldı.
Soruşturmayı açan kurum: İçişleri Bakanlığı.
Gerekçe: İdarenin bütünlüğü ilkesine ve hukuka aykırılık.
İmamoğlu, ‘Kanal İstanbul projesinin bir devlet projesi’ olmadığını belirtti.
Belediye’ye ait panolarda da proje karşıtı afişlerin yer alması hukuka aykırı bulundu.
Sözü edilen temel demeç yol ayırımında olunduğu: ‘Ya Kanal, Ya İstanbul’.
Suçlama şöyle, iyi okuyalım:
‘…Ya Kanal Ya İstanbul” şeklinde bir afişle uluslararası hukuk boyutu bulunan, siyasi alana taalluk eden ve “Devletin Egemenlik Yetkisi”ne ilişkin bulunan bir konuya kamu kaynağı kullanılarak karşı çıkmanın idarenin bütünlüğü ilkesine ve hukuka aykırı olduğu belirtilerek sorumlular hakkında araştırma, gerek görülmesi halinde ön inceleme yapılması hususlarının yer aldığı görülmektedir’.
Belediye olarak kamu kaynağı kullanılarak böyle bir afişin kullanılması hukuka aykırı…
Başta ifade ettim, yeni bir dönem.
Evet, yeni bir dönem.
Çünkü eski dönemde belediyeler kamu kaynağı kullanarak Ak parti’nin bütün siyasi söylemlerini yerine getiriyorlardı, öyle değil mi?
Bunlar olurken, hukuka aykırılık sanırım yoktu.
Daha da ilginç olan şey, tam da yargıda hukukun tesisi konusundan bahsetmeye başlamıştık ki, karşımızda bu soruşturmayı buluverdik.
Dikkatimi çeken diğer husus ise bu kadar önemli bir proje topluma sunulurken bile siyasi olunması.
17 milyonluk bir şehri ilgilendiren devasa bir proje. Tabir yerindeyse İstanbul’un bölünmesi…
Siyasi yönden değil, fiziki açıdan…
İstanbul büyük bir kanalla bölünecek.
İkinci bir boğaz oluşturulacak…
Ve TV kanalları konuyu topluma aktarmak yerine iki farklı görüşün ağız dalaşına çanak tutuyorlar.
Kanal İstanbul konuşuluyor ama acıdır ki, kanalla ilgili tek bir bilgi yok…
İstanbul’ a ne kazandıracak, ne kaybettirecek?
Çevre açısından zararları neler?
Kanalın yapılacağı bölgede ‘rant’ konusu nedir?
Osmanlı Dönemi’nde de benzer bir proje fikri vardı. Rant söylentisi çıktığı için rafa kaldırıldı. Dikkat buyurun, rant söylentisi oluştu diye…
Söylentiyi bırakın, kanal çevresi Katar Emirliği tarafından kapatıldı adeta…
Kanal İstanbul mu, Katar İstanbul mu belli değil…
Sevgi ve Bilgiyle kalın